
'-Dil öğrenmek için gittiğim Fransa'da yalnız kaldım. Biraz kendimi geliştirip, biraz kafa dinledim. Bu sayede de bol bol yemek yapmayı öğrendim. Ara sıra yalnız kalmayı seçmek çok güzel bir şey.
-Türkiye'nin küçük bir yerinde küçük bir ekiple film çekiyorsunuz. Sonra bir zaman geliyor ve o filmin afişlerini Paris duvarlarında görüyorsunuz. Bu gerçekten çok değişik bir his.
-Benim için senaryonun hayatla ilgili bir derdi olmalı. Çünkü benim hayatla ilgili bir derdim var. Hayata karşı kötümser değilim ama içinde yaşadığımız sistemden rahatsızım.
-Aşık olunca her şeyi ve herkesi ihmal ediyorum. Arkadaşlarım bundan çok şikayetçi.
-Paris'te annemle havaalanındayken bir kadın elindeki sinema dergisini gösterip, "Bu siz misiniz?" dedi. Bunlar çok heyecan verici.
-Her şeye çabuk adapte olabiliyorum. Değişim bana gelirse açıyorum kapılarımı. Mesela saçlarımı kısa kestirmeyi istiyorum.
-Son günlerde Ergenekon olaylarını takip edip anlamaya çalışıyorum. Sonunda hiçbir yerinden tutamayıp kendi içimde bir çatışmaya giriyorum.
-İlişkide birbirinize alan vermelisiniz. Bu formülü uyguladığım ve uygulamadığım zamanlar oluyor. Ama sonuçta vıcık vıcık olmamaya çalışıyorum.
-Ölümü düşünmek korkutuyor beni. O kadar çok düşünüyordum ki depresif olmaya başlamıştım.'