Ne cinsiyet ayrımı yapıyor ne de yaş…

Zatürre; çok yoğun çalışanlar, sık sık yorgun düşenler ya da KOAH gibi solunum ve akciğer sistemini zorlayıcı hastalıklardan mustarip olanların kapısını çalan bir hastalık. Bu gurupta olanların zatürreye karşı daha dikkatli olması gerekiyor. Benim böyle bir sorunum yok deyip rahatlıyorsanız, yanılıyor olabilirsiniz. Zira, zatürre hiç seçici değil. Kadın, erkek ya da çocuk yetişkin demeden herkesi etkisi altına alabiliyor.

Ne cinsiyet ayrımı yapıyor ne de yaş…
Kategorilenmemiş
Yayın Tarihi : 12-11-2019 10:23
“Vücudun savunma sisteminin bozulduğu her durum zatürreye kapı açabilir” diyen Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü dolayısıyla hastalıkla ilgili 5 önemli noktayı ve ayrıca korunma tedbirlerini paylaştı. [b]60 yaş üstü hayati risk yaratabiliyor[/b] Akciğer dokusunun enflamasyonu ve enfeksiyonu anlamına gelen zatürre, büyük oranda bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalarca oluşturuluyor. Tüm yaş gruplarında görülebilen ve cinsiyet ayrımı yapmayan zatürre, yine de yaşlılarda, özellikle de 60 yaşın üstünde daha fazla ortaya çıkıyor. 60 yaş üstü enfeksiyon hastalıklarından ölümlerde zatürre bir numaralı sebep. Dünya genelinde her bin kişiden 1’i ila 11’inde görüldüğü belirlenen bu hastalık ülkemizde de her 1000 kişiden 11’ini tehdit ediyor. [b]Savunma sisteminin bozulmasını bekliyor[/b] Zatürre, vücudun savunma sisteminin bozulduğu ya da zayıf düştüğü her durumda ortaya çıkabiliyor. Savunma sistemini baskılayıcı ilaçların kullanımı, başka hastalıklar, aşırı yorgun düşme, yetersiz beslenme gibi durumların yanı sıra asit-alkali madde solunumu, radyasyon gibi fiziksel nedenler ya da aşırı duyarlılık reaksiyonları da zatürreye neden olabiliyor. Ayrıca altta yatan KOAH, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, şeker hastalığı veya kanser gibi hastalıkların varlığı durumunda da hastalık riskini artıyor. Sigara ve alkol de zatürrenin görülme sıklığını artıran etkenler arasında. [b]Kalabalık ortamlarda daha sık görülüyor[/b] Yaşlı bakım evleri, asker kışlaları ya da yurtlar gibi toplu yaşam alanlarında yaşayanlar daha fazla zatürre riskiyle karşı karşıya bulunuyorlar. Çünkü yüksek bulaşıcılığı olan bu hastalık viral de olsa bakteriyel de olsa hapşırma veya öksürme sonucu havada oluşan damlacıklar yoluyla hızla yayılabiliyor. [b]Yüksek ateş, nefes darlığı ve hırıltılı solunuma dikkat[/b] Zatürrede belirtiler hastalığın solunum sistemine ve diğer organlara etkisine göre değişiklikler gösterebiliyor. “Hastalık tipik olarak yüksek ateş, öksürük, sarı-yeşil veya kanlı balgam, yan ağrısı, nefes almakla ağrı, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri gösteriyor” diyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, bunun yanında şiddetli baş ağrısı, bulantı-kusma, ciltte döküntü, eklem ağrıları, şiddetli halsizlik, yaygın kas ağrısı, böbrek yetersizliği, karaciğer fonksiyonlarında bozulma ve bilinç bulanıklığı gibi belirtilerin de söz konusu olabileceğine dikkat çekiyor. Bazı zatürre hastalarında ise ateş ya da öksürük görülmediğini belirten Prof. Dr. Reha Baran, nezle veya grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında ya da sonrasında hastalığın ortaya çıkma olasılığının arttığına da dikkat çekiyor. [b]Tedavi altta yatan nedene göre belirleniyor[/b] Günümüzde başarıyla tedavi edilebilen bu inatçı hastalığın tedavisi, hastalığın başlama şekli, hastanın yaşı, altta yatan hastalıklar, hastalığın yaygınlığı ve yaşamsal bulguların durumu gibi faktörlere göre belirleniyor. Hastanede yatış gerektirmeyen zatürreler ev ortamında sadece ağızdan ilaç tedavisiyle ortadan kaldırılabiliyor. Beslenemeyen hastalarda damar yoluyla serum tedavileri eklenebiliyor. Hastanın belirli bir süre istirahat etmesi, düzenli ve dengeli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi, uykusunu iyi alması ve tedaviye de mutlaka uyması gerekiyor. Ayrıca tedavinin tamamlanması sonrası özellikle ilk bir hafta bir yandan bağışıklığı güçlendirirken bir yandan da vücudu çok yormamak ve soğuğa fazla maruz kalmamak da şart.