Tartışmalar, darılmalar, yeni doğan bir bebek, bunaltıcı hava veya başka bir nedenden ötürü, çiftler bazen yatağa birlikte gitmez. Oysaki ilişkinin duygusal anlamda devamlılığı, sağlamlığı açısından bu, oldukça önemlidir. Toplumumuzda da yeni evlenenlere ‘bir yastıkta kocayın inşallah’ denmez mi zaten? Son zamanlarda bu konuyla ilgili yapılan araştırmalar, çiftlerin onca soruna ve didişmeye rağmen sadece ‘aynı yatakta uyuyor olmalarının’ bile son derece olumlu katkıları olduğunu gösteriyor. Hatta bazı bilim adamları, çiftlerin birbirleriyle yıllar süren bir yakın ilişki kurup bu yüzden çok daha sağlıklı ve uzun bir ömür sürmelerinin temelinde ‘yatağa birlikte gidiyor olmanın’ yattığına inanıyor.2009 yılında yürütülen benzer bir araştırmada, uzun vadeli ve sağlam bir ilişkiye sahip olan bir kadının hayatını yalnız devam ettiren, yani partneri olmayan bir kadına göre geceleri daha az uyandığı ve uykuya dalma süresinin çok daha az olduğu belirlenmiş.
Önceki yıllarda, özellikle kadınların bir partnerle aynı yatakta uyumasının iyi bir uyku çekemeyeceği anlamına geldiği savunan, kadın veya erkeğin gece boyunca sürekli dönüp durmasının, yorgan paylaşamamasının veya horlamasının partnerinin uyku kalitesini düşürdüğünü iddia eden araştırmalarla çok karşılaştık. Bu yeni araştırma, söz konusu geçmiş araştırmaları adeta hiçe sayıyor. Şimdilerde uyku uzmanları, yatakları ayırmadan, geceyi farklı odalarda geçirmeden önce, problemin nereden kaynaklandığının keşfedilmesinden yana.
Bu konuda yapılan araştırmalardaki bir hipoteze göre, kişinin partneriyle aynı yatakta uyuması, daha güvende hissetmesini sağlıyor ve uzun vadede, bir stres hormonu olan kortizol seviyesinde düşüşe neden oluyor. Geceleri aynı yatağı paylaşıyor olmak, inflamasyon etkisi gösteren sitokin salgısını da azaltıyor. Anksiyeteyi azaltıcı etki gösteren, aşk hormonu olarak da bilinen oksitosini de adeta ‘harekete geçiriyor’!
1991 yılında ABD’de 150 çift arasında yapılan bir araştırma, aynı yatakta uyumalarına rağmen yatağa farklı saatlerde giden çiftlerin, genellikle aynı saatlerde gidenlere göre çok daha fazla tartıştıklarını gösteriyor. ( Haftada ortalama 2,13 ve 1,6 kez.. ) Bu çiftler, yine ortalama olarak haftada 3 saatlik bir ‘birlikte aktivite’ süresine sahipken ortak hareket eden çiftlerin birlikte birşeyler yapmak için ayırdığı süre, bu sürenin tam iki katı! Yani, haftada 6 saate yakın birlikte zaman geçirdikleri görülmüş... Bu iki farklı çiftin seks hayatları da tahmin ettiğiniz gibi birbirinden çok daha farklı!
Çiftlerin aynı yatağı paylaştıklarında elde ettikleri psikolojik faydalar ve bu faydaların uzun dönemde sağlıkları üzerindeki olumlu getirileri, yazının başında saydığımız fiziksel dezavantajlara üstün geliyor olmalı! Büyüklerimiz herhalde boş yere dememişler; ‘aynı yastıkta kocayın’ diye...
